
Ellerini başının arkasında kavuşturup sandalyesine yaslandığı zaman, en rahat ettiği oturma şekli değildir aslında...
Kararsız kaldığı ve içinden gelen sese kulak verdiğinde böyledir...
Genelde de hep kararsızdır...
"5 numarayı mı yazsam, 7 numarayı mı?
3. ayağı tek mi geçsem...
Yanına at yazsam mı...
Türkiye'nin tekini devirsem..."
Serviste onun kadar kendine has duruş şekilleri olan başka biri daha yoktur...
Hele yarış bültenini incelerken taktığı gözlükler tamamen nev-i şahsına münhasırdır.
Onu ne zaman bu halde görsem "Gözlüğünün camını kırayım, gözünü görmek istiyorum..." dizeleri dökülür dudaklarımdan...
Çevreden bir gürültü tufanı kopar...
İlanı aşk edişimin delili sayılır şiirim...
Cep telefonunu kullanamayacak kadar teknolojiye yabancı olsa da atyarışları internetten oynatılmaya başladığından beri Bill Gates kadar teknoloji aşığı olduğu söylemek abartı olmaz..
Benim için en büyük keyif Halil'le birlikte yarışları izlerken onları seyretmektir...
Masanın üstüne oturur, sol ayağı yerde...
Sağ dizini iki koluyla kavrayıp hiç kımıldamadan durur...
Yarış bittiği halde elleri çözülmemişse yattığının işaretidir...
Belki de o sırada yeni umutlara çoktan yelken açmıştır bile...
Açık ara olacağı zaman bu pozisyonunu finişi görmeden bozup televizyonun sesini kısmaya başlar...
En gergin olduğu zamanlar da atbaşı giden yarışlardır...
Çevreden gelen yorumlara karşı bir hep suskun kalır.
Ama yatarsa herkes "Kına yakın!.." cevabını alır...
Hiç bir şeyden çekmedi dünyada
Atlardan çektiği kadar...
Küfürbaz da sayılmazdı.
Son ayaktan yatmadığı zamanlar...
Yazık oldu İhtiyar abi'ye...
1 yorum:
Bu evin hallerinde bir hal var... Bu öyle bir hal (Otogar tarafındaki değil) ki bizim kenan'ın objektifinden bir şey kaçmaz. Görüntü itibariyle kaçmadığını gösteriyor her ne kadar bazan jetonun köşeli halleri gibi görünse de. Evet Namık Abimiz dünyada hayat turunu atlar üzerinde atmayı seviyor bu onun seçimi. Ya HAVA yolunu tercih etseydi. Bu bilgi birikimi ve hayat tecrübesine sahip. Ama o boyutunu pek göstermez, karınca ezmez, özel günlerinde müdahale edilmesini asla istemez. Rakiplerinin elindekileri (kağıt) hesaplar, bağladığı sistematikte yanlış oyuna kızar, battığında fazla takılırsan kendi sınırlarını zorlar ama fırsatını buldumu da lafını çakar... O bitanedir. Bekarların idolü, yazları Çınarcık'ın sembolü, gündüz atların, gece maçların takipçisi, özel sofraların müdavimi... Ve kısa süreli de olsa tanıyanların tek olumsuz kelime edemeyeceği Namık Abisi... İyi ki varsın abi... Senin bayrağı taşıyoruz at sırtında olmasa da :)))
Yorum Gönder