8 Ocak 2009 Perşembe

Dilenci

Gözgöze geldik...
Gülümsedim...
Çocuk yüreği bütün cömertliğiyle karşılık verdi...
Kirli yüzlerde tebessümün daha güzel durduğunu o zaman farkettim.
Sadaka için uzattığı minicik eli aslında şefkat dileniyordu...
Ne paranın kirinden ne dilenmenin utancından haberdardı...
Zaten dünyaya gelişini de ona soran olmamıştı.. Başkaları için varolmuştu, başkaları için yaşıyordu...
Sadece gülümsediği zaman kendi olmuştu, o zaman çocuk olmuştu...
Ben de çocuk oldum...
Cebimden bir teklik çıkartıp uzattım...
Parayı umursamadı, gözlerimdeki sevgiye göz koymuştu...
Bakışıyor, gülüşüyorduk... İsmini bile söyleyemeyecek kadar küçüktü...
Bütün sorularıma "annnn yatııyo!" diye cevap veriyordu...
Arkasındaki kirli battaniyenin içinde kımıldamadan uyuyan kadın, ölü gibiydi...
Çantamdaki bütün bozuklukları çıkarttım...
Ama o avcumdaki paralarla ilgili değildi...
Gülümseyerek gözlerimin içine bakmayı sürdürdü...
Ben para vermek için ısrar ettim...
O da kendi avucundakileri bana uzattı...
Yuvarlak yüzündeki gamzeler şimdi daha çok çukurlaşmıştı. Başını okşadım, sarı saçları toz toprak içindeydi...
Elini başına götürüp alnının sol tarafını gösterdi...
O zaman orada bir şişkinlik olduğunu farkettim...
Dertlerini dökecek kadar yakın dost olmuştuk artık...
Sonra battaniyenin altındaki ayaklarını çıkarttı...
Belli ki kirli ayaklarıyla ilgili şikayetleri de vardı...
Bir anlatabilseydi...
"Ahh yavrum!" diyen merhamet dolu bir ses duydum...
Bir başka anne bizi dinliyordu. Elinden tuttuğu temiz giyimli çocuğuyla arkamızda durmuştu...
Dilenci çocuk elindeki bozuklukları diğer çocuğa uzattı...
O böyle görmüştü çünkü... Başkalarının merhametle ona verdiğini o da sevgiyle paylaşmak istiyordu...
Ama çocuk oralı olmadı...
Bütün bozuklukları önündeki battaniyenin üzerine bıraktım...
O da ellerindekileri oraya bıraktı...
Not defterime yazdıklarımı görebilmek için ayağa kalktı...
Ne olduğunu bilmediği şeylerle uğraşmayı görev edinmişti çünkü...
Ayrılırken yüreğimdeki ezikliği belli etmemek için gülümsemeye devam ettim...
Ama artık o gülümsemiyordu...
Hüzünlü gözlerle baktı arkamdan...
Kalan ben olsaydım, o bırakıp gitmezdi diye düşündüm uzaklaşırken...

Hiç yorum yok: